Afet Öncesi, Sırası ve Sonrasında Gerçek Zamanlı Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile Kent Yönetimi Bilgi Sistemleri: İzmir Örneği
Hilal Domaç Yalçın1, Mahyat Shapaour Therayn1, Can Dağdelen1, Akın Kürçer2, Yavuz Güneş3
(1) Parametre Araştırma Bilişim Planlama Ltd. Şti., İstanbul (2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Ankara, (3) Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, İstanbul
Doğu Akdeniz Bölgesi’nin en aktif deformasyon alanlarından bir üzerinde yer alan Türkiye ve yakın çevresi tarihsel (1900 öncesi) ve aletsel (1900 sonrası) dönemlerde yıkıcı depremlere sahne olmuştur. Deprem kökenli afet zararlarının en aza indirilmesi, deprem öncesi, sırası ve sonrasını kapsayan gerçek zamanlı Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile kent yönetimi bilgi sistemlerinin geliştirilmesi ile olanaklıdır. 30 Ekim 2020 Ege Denizi Depremi (Mw:6.9) ve devamındaki tsunami Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir’de önemli derecede can ve mal kaybına yol açmıştır. Depremin dış merkez noktasının, İzmir’de ağır hasar gören Bayraklı, Bornova ve Seferihisar ilçelerine oldukça uzak olmasına rağmen bu derece tahrip edici etkilerinin olması, İzmir kenti için Kent Yönetimi Bilgi Sistemleri’nin geliştirilmesi zorunlu hale getirmiştir.
Bu çalışmada, İzmir kenti için üç aşamalı bir afet çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın birinci aşamasında İzmir ve çevresi için mekânsal analiz çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda, İzmir ve çevresindeki deprem tehlike kaynağı olan diri faylar, sismojenik zonlar ve 1900-2020 yılları arasında meydana gelen depremler kullanılmıştır. Karadaki diri faylar için Emre ve diğ. (2013) tarafından yayınlanmış olan MTA Türkiye Diri Fay Haritası, denizel alanlardaki diri faylar için ise SHARE projesi kapsamında hazırlanmış olan diri faylar ve sismojenik zonlar kullanılmıştır. Aletsel dönem deprem verileri Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nden (KRDAE) sağlanmıştır. Diri fay, sismojenik zon ve deprem verileri kullanılarak, her bir diri fay için fay sakınım bantları oluşturulmuştur. Daha sonra, bu alanlar içerisinde kalan üniversite, okul, camii, market, alışveriş merkezi, hastane gibi kritik tesisler ve bina sayıları belirlenmiş ve sakınım bantları içerisindeki nüfus yoğunluğu hesaplanmıştır. Mekânsal analiz çalışması ile parsel bazında bina bilgileri, bu binaların konumlandığı jeolojik formasyonlar ve zemin özellikleri belirlenmiş ve üç boyutlu topoğrafik haritalar ile görselleştirilmiştir. Çalışmanın ikinci aşamasında deprem tehlike kaynağı olarak belirlenmiş olan her bir diri fay için bu fay üzerinde meydana gelebilecek depremin etkilerini (şiddetini) gerçek zamanlı haritalayabilen bir portal oluşturulmuştur. Çalışmanın son aşamasında ise internet üzerinden aktif olarak kullanılabilecek bir anket sistemi geliştirilmiştir. Bu anket sayesinde sistem kullanıcısı, deprem anındaki konum bilgisini, göçük altında kalıp kalmadığını, afet sonrası acil ihtiyaçlarını (erzak, çadır, ilaç vb.) çevrimiçi olarak ilgililere ulaştırabilecektir. İzmir kenti için pilot çalışma olarak başlatılan bu çalışmanın doğrudan diri fay tehlikesi ile karşı karşıya olan diğer illerimiz için de uygulanabilirliği araştırılmaktadır.