ATAG2020 Özel Toplantısı Bildiri Özleri

23-24 Aralık 2020

Anahtar Kelimeler:
  • 24 Ocak 2020 Sivrice (Elazığ) Depremi
  • Doğu Anadolu Fay Zonu
  • Pütürge Segmenti
  • Moment Tensör Çözümü
  • Paleosismoloji
  • DInSAR
Bildiriler

24 Ocak 2020 Sivrice (Elazığ) Depremi (Mw=6,5- 6,8) Saha Gözlemleri ve Değerlendirme, Doğu Anadolu Fay Zonu, Türkiye

Akın Kürçer1, Hasan Elmacı1, Nail Yıldırım1, Selim Özalp1, Hilal Domaç Yalçın2, Önder Kayadibi1

(1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (2) Parametre Araştırma Bilişim Ltd. Şti.

24 Ocak 2020 tarihinde, aletsel dönemde Doğu Anadolu Fay Zonu üzerinde gerçekleşen (Mw 6.5–6.8) en büyük depremlerden biri meydana gelmiştir. Ana şok ve artçı şokların zamansal ve mekânsal dağılımları ve moment tensör çözümleri, depremin Doğu Anadolu Fay Zonu’nun Pütürge Segmenti üzerinde meydana geldiğini göstermektedir. Deprem kaynak fayının tanımlanması, deprem yüzey kırığı ve/veya yüzey deformasyonlarının haritalanması ve hasara neden olan jeolojik faktörlerin araştırılması amacıyla, depremin hemen ardından 25-31 Ocak ve 2-10 Mart 2020 tarihleri arasında iki farklı dönemde, Hazar Gölü ile Yazıca mahallesi arasında toplam 45 lokasyonda arazi çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Ana ve artçı şoklara bağlı deprem kökenli yüzey deformasyonları Pütürge Segmenti’nin Hazar Gölü ile Yazıca arasında kalan yaklaşık 60 km uzunluğundaki iki alt bölümünde (fault section) bölümünde meydana gelmiştir. Bununla birlikte, yerel zemin koşullarına bağlı zemin büyütmesi gibi etkenler nedeniyle, Elazığ ve Malatya il merkezleri başta olmak üzere, Elazığ’a bağlı Maden ilçesi ve Gezin beldesinde ağır yapısal hasar meydana gelmiştir. Deprem kökenli yüzey deformasyonları, genellikle sol yanal ana deformasyon zonu ile ilişkili Riedel makaslama kırıkları, aralı-aşmalı tansiyon çatlakları ve en fazla birkaç yüz metre uzunluğunda yüzey kırıkları olarak izlenmiştir. Yüzey deformasyonları ile ilişkili en güvenilir veriler, depremin merkez üssüne çok yakın bir alanda yer alan Ilıncak Köyü ve dolayından toplanmıştır. Bu alanda haritalanan yüzey kırığı üzerinde, iki adet paleosismolojik hendek çalışması gerçekleştirilmiştir. Hendeklerde son deprem ile ilişkili yüzey kırığı üzerinde fayın KB bloğunun yaklaşık 20 cm düştüğü gözlenmiştir. Bu çalışmada ilk defa, bir depremden sonra gelişen yüzey kırığının su yüzeyindeki izi video ve fotoğraflar ile kayıt altına alınmıştır. Pütürge Segmenti’nin Fırat Nehri’ni kestiği alanda, su yüzeyinde, yaklaşık 600 m uzunluğunda eşsiz bir çizgisellik meydana gelmiştir. 30 Ocak 2020’de yerel saat ile 12.40’ta gerçekleşen bu muhteşem doğa olayı yaklaşık 10 dakika sürmüştür. Aynı zamanda, Karakaya Barajı'nın rezervuar alanı olan bu kesimdeki su kolonu yüksekliği 145,94 metredir (DSİ). Su yüzeyindeki bu çizgiselliğin, deprem yüzey kırığından açığa çıkan gazlar nedeniyle meydana geldiği değerlendirilmiştir. Bu gözlem aynı zamanda, 24 Ocak Sivrice (Elazığ) depremi sırasında yüzey kırığı geliştiğinin en açık jeolojik kanıtıdır. 16.01.2020 ve 28.01.2020 tarihli, descending (kuzeyden güney uçuş yönünde) C–bant Sentinel-1A Suni Açıklı Radar (SAR-Synthetic Aperture Radar) görüntü çifti kullanılarak yapılan DInSAR (diferansiyel interferometri) analizi sonucuna göre uydunun bakış çizgisi (LOS) yönündeki deformasyon miktarı -23 ile 16 cm arasında değişmektedir. Interferogramda fayın kuzeybatı bloğunda fringelerin (gökkuşağı renk serisi) çok olması, deformasyonun bu blokta gerçekleşmiş olduğuna işaret etmektedir. Yanal deformasyonun yanı sıra, en yüksek LOS düşey deformasyon miktarı, fayın kuzeybatı bloğunda -23 cm olarak hesaplanmıştır. Sismolojik çalışmalara göre ana ve artçı şokların, Pütürge Segmenti’nin kuzeybatı bloğunda kümelenmesi, deprem kaynak fayının kuzeybatıya doğru eğimli olduğunu göstermektedir. Paleosismoloji amaçlı hendek kazılarından elde edilen veriler, ana şok moment tensör çözümü ve DInSAR (diferansiyel interferometri) analizi sonuçları, 24 Ocak 2020 Sivrice (Elazığ) depreminin kaynak fayının K60-70°D doğrultulu, çok küçük oranda normal bileşene sahip sol yanal doğrultu atımlı Pütürge Segmenti’nin iki alt bölümünde meydana geldiğini kanıtlamaktadır.